Dünya Sağlık Örgütü’ne göre dünya çapında 1,5 milyar insan hipertansiyondan muzdarip. Türkiye’de yaklaşık 20 milyon hipertansiyon hastası var. Altta yatan böbrek hastalığı, tiroid hastalığı, bazı ağrı kesiciler, doğum kontrol hapları ve doğum kontrol hapları ve uyku apnesinin çoğu zaman bilinmese de hipertansiyona neden olabileceğini söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi kardiyologu. Ersin Özen hipertansiyon için risk faktörlerini şu şekilde sıraladı:

Özellikle erkeklerde 45 yaşından sonra, kadınlarda postmenopozal dönemde tansiyon sıklığının yaşla birlikte arttığı bilinmektedir.hipertansiyon belirtisi, hiper tansiyon belirtisi nedir, hipertansiyon nasıl anlaşılır

Aile öyküsü: Birinci derece akrabalarında hipertansiyon öyküsü olanlarda hipertansiyon eğilimi normal popülasyona göre önemli ölçüde daha yüksektir.

Kilo arttıkça vücudun oksijen ihtiyacındaki artışa bağlı olarak vücuttaki kan hacmi artar. Sonuç olarak, damar duvarındaki basınç artar. Obez hastalarda her 5 kg’lık bir kayıp, kan basıncında yaklaşık 10 mmHg düşüşe neden olur.

Sigara içtiğiniz an içerdiği nikotin nedeniyle kan basıncında keskin bir yükselme olur. Kronik etkisi, damar duvarının hasar görmesi, damar sertliğinin hızlanması ve vazokonstriksiyon nedeniyle kan basıncında artışa neden olur.

Tuz Alımı: Günlük aşırı tuz alımı vücuttaki sıvı yükünü artırır ve kan basıncını yükseltir. Tuz çalışmaları, diyetteki tuz miktarının 6 gramın üzerine çıkarılmasının, kan basıncında ortalama 10 mmHg artışa neden olduğunu göstermiştir.

Potasyum alımı düşük: Potasyum, tuzun hücreye girmesine neden olan bir mineraldir. Yetersiz alım vücuttaki sodyum miktarının artmasına neden olabileceğinden, onu diyetinizle birlikte almanız önemlidir.

D Vitamini Eksikliği: Yayınlar, düşük D vitamini düzeylerinin hipertansiyon ile ilişkili olduğunu göstermektedir.

Kötü Yeme Alışkanlıkları: Günümüzde hipertansiyon prevalansının artmasında en önemli sorunlardan biri budur. Fazla yağ ve karbonhidrat bakımından zengin bir diyet, kan basıncını yaklaşık 5-10 mm Hg yükseltir.

Stres: Stres, kötü beslenme alışkanlıklarıyla mücadele etmek için kullanılan tansiyon ve sigaradaki ani artışlar nedeniyle büyük bir risktir.

Kronik hastalıklar: Kronik hastalıklar, özellikle şeker hastalığı, böbrek hastalığı, KOAH, hipertansiyon insidansını artırır.

Kardiyolog Dr. Yaş ve ailede hipertansiyona yatkınlık gibi kaçınılmaz risk faktörlerinin bulunduğunu belirten Ersin Özen, “Ancak hipertansiyona katkıda bulunan faktörlerden kaçınmak ve yeterli tansiyon kontrolünü sağlamak için yapılabilecek çok şey var” dedi.

Kan basıncı kontrolünde en önemli faktörlerden biri kilo kaybıdır. 27 ve üzerindeki vücut kitle indeksinin hipertansiyonu kontrol etmeyi zorlaştırdığı gösterilmiştir. Her türlü hazır yemek, hamur işi ve tatlı tüketiminin önemli ölçüde azaltılması gerekmektedir.

Fiziksel aktivite Her gün yapılan düzenli fiziksel aktivitenin vasküler duvar direncini azalttığı ve kan basıncı kontrolünde önemli bir rol oynadığı bilinmektedir.

Günlük tüketilen tuz miktarı 6 gramı geçmemelidir. Tuz sofradan çıkarılmalı ve mümkünse tuzlu yarı mamul ürünlerin kullanımından kaçınılmalıdır. Tuzlu peynir kullanımına dikkat etmelisiniz. Mümkün olduğunca ekmek yememeniz ve kullanılması durumunda – tuzsuz olması tavsiye edilir.

Potasyum yönünden zengin besinler yemelisiniz. Sodyumun vücudunuzdaki tansiyon üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için günlük potasyum alımınızı artırabilirsiniz. Potasyum açısından zengin besinler: muz, kayısı, patates, fasulye, ıspanak, yoğurt, mercimek, mantar, portakal, greyfurt, somon, domates, havuç vb.

Sigarayı bırakmalısın.

Kronik hastalıkları olan kişiler kontrollerini ihmal etmemelidir.

D vitamini seviyeleri kontrol edilmelidir.